30 Aralık 2015 Çarşamba

mutlu yıllar





Mutlu yıllar... 


2015 yılı ülkem için acılarla dolu bir yıl olarak hafızalarımızda kalacak olsa da yeni yıla yeni umutlarla girmeyi temenni ediyorum. Yeni yıl yeni umutlar,yeni hayaller demektir. Güzel ülkeme ve dünyaya barış diliyorum...
Umarım hepimiz için mutlu huzurlu ve sağlıklı bir yıl olur..
Yeni yıl yeni umutlar,yeni hayaller demektir. Bu yıl benim için daha heyecanla geliyor. Bazı duyguları ilk kez yaşayacak olmanın heyecanı var. Merakla,bazen sabırsızlıkla bebeğimin geleceği günü bekliyorum. Umarım sağlıkla gelir bebeğim. 
Umarım hepinizin dilekleri yerine gelir..



2016 hoş gelsin :)









19 Aralık 2015 Cumartesi

yeni yıl



                         Dilimde bu çocuk şarkısıyla gördüğünüz kapı süsünü yaptım  :)

Eski yıl sona erdi
Yepyeni bir yıl geldi
Bu yıl olsun mutlu bir yıl
Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl yeni yıl
Sizlere kutlu olsun.
Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl yeni yıl
Bizlere kutlu olsun
Cici Kalın.




Saç örgüsü ördüğüm çuval bezinin üzerine keçeden diktiğim çam ağaçlarını sıcak silikonla yapıştırdım. Şu sıralar vazgeçilmezim kırmızı kurdele ve bir minik çanla kapı süsü tamamlanmış oldu. Çam ağaçlarını dikerken nerede nasıl kullanacağıma dair hiç fikrim yoktu. Sonunda uydurmasyon bir çelenge dönüştü. 




Geriye kalan üç ağaçcığı ne yapsam acaba?? 



Yeni yıl süslemelerinin devamı gelecek, sevgiyle kalın...


14 Aralık 2015 Pazartesi

son okuduklarımdan..



Merhaba,

Geçenlerde okuduğum bir kitabı paylaşmak  istiyorum bugün. Psikolog Pınar Mermer, anne olunca oğlu ile yaşadıklarını ve danışanlarıyla olan deneyimlerini iki cilt kitap olarak hazırlayıp sunmuş, benim gibi tecrübesiz anneler için :) Aslında sadece anneler için değil bu kitaplar, biz öğretmenler için de faydalı bilgiler var.. Çok beğenerek bir solukta okudum.Yazarın verdiği tavsiyeler gerçekten dikkate alınmalı.. Öyle hızlı yaşıyoruz ki, öyle çok acelemiz, telaşlarımız var ki yaşamayı unutuyoruz. Öğrencilerimizden/çocuklarımızdan onları aşan becerileri, başarıları bekliyoruz. Maalesef bu durum biraz eğitim sistemimizin getirisi biraz da mahalle baskı dediğimiz durumdan kaynaklanıyor; aman onun çocuğu filan yeri kazandı, şu kadar puan aldı vs. vs.... 
Yazar ebeveynlere,öğretmenlere, büyükanne/babalara yavaşlamalarını , doğayla iç içe yaşamayı tavsiye ediyor. Doğadan uzaklaşılmamalı.. Belki de bu yüzden kaybediyoruz bir çok değerimizi.. Naçizane tavsiyemdir bu kitaplar..
Kitaptan biraz alıntılar yapalım;

*Öğretmenlerin de yavaşlaması gerek, eğitime oyun katmak, çocuklara  pozitifi hissetirince ders başarısı zaten yükseliyor.

*Zaman yok demeden önce, çocukların eğlenerek öğrenmesini öncelikli tutmaya çalışmalı.

*Bazı özel anları (doğum günleri gibi) çocukların anı olmaktan çıkarıp, kendi performansımızı gösterme alanına dönüştürüyoruz.

*Sıkılmak yaratıcılığı besler.  (Bu cümle bence çok önemli, biz çocukken sıkılırdık ve dolayısıyla üretirdik.)

*Doğaya çıkarak hem kendimizi hem çocuklarınızı sakinleştirin.

*Aklımız da kalbimiz de evimiz de ferah olsun. Tüy gibi hafif anne babanın yumuşacık çocukları olsun çocuklarımız......


Hepinize mutlu bir hafta diliyorum... Sevgiyle kalın....

11 Aralık 2015 Cuma

kapı önü taşları




      Kapı önleri için daha önce boyadığım ama burada paylaşmadığım taşlarımı görmenizi istedim. Akrilik boya kullanmıştım, sadece kaplumbağalı olanın boyası yağlı boya o yüzden daha profesyonel görünüyor.. 







                       Bu taşın zeminini boyamadan üzerine düğme boncuk yapıştırmıştım..



Yine bir Mardin taşı, bunu öğrencim boyamıştı altın sarısına biraz sim ekleyerek... Taşın doğal yapısı ne kadar güzel değil mi? 


                                                      Burada da alt kısmı görünüyor.


Mardin'den taşınırken o kadar çok taş getirdim ki.. Ahh bir görseniz güzelliklerini, ordan taş mı taşınırmış demezsiniz:) İki tanesi Mardin'e özgü işlemeli kocaman neredeyse kaya denilecek kadar:))  Onları da fotoğraflayayım sizin için. Bugünki  fotoğraflar pek hoşuma gitmedi, karanlık çıkmış,kusuruma bakmayın artık;)

7 Aralık 2015 Pazartesi

yeniden merhaba diyebilmek

       


            Çok uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Blogumu ve siz blogger 

arkadaşlarımı çok özledim.Bu uzun aranın birçok sebebi vardı. Önce eşimin 

tayininin çıkmasını bekledik. Tabii bu arada ev topladık,yeni şehrimizde ev 

aradık,taşındık derken benim tayin dönemim geldi. Tüm bunlar yaşanırken 

ülkemizin durumunu da hatırlarsınız. Çok üzücü olaylar yaşadık. O dönem

biz hala Mardindeydik, henüz taşınmamıştık, iki arkadaşımız şehit oldu. 

Olayların hepsi çok üzücüydü, sivil ya da görevli şehitlerimize hepimiz 

üzüldük,ağladık ama insanın tanıdığı evine girip çıktığı insan olunca daha 

zormuş. Rahmetli arkadaşımızın kızı Melis hiç aklımdan çıkmıyor, hala göz 

yaşlarımı tutamıyorum. Allah ailelerine yardım etsin..Yoğun yorucu 

yıpratıcı bir  dönem geçirdim. Ama en önemlisi ve en güzeli hiç beklemediğim 

bir haber aldım. Bizim iki kişilik evimize bir bebek geliyormuş:) Nerdeyse üç 

ay boyunca uyudum. Kahvaltıda bile şu lokmam bitsin de yatayım dediğim o 

kadar çok zaman geçti ki... Elimi kolumu kaldıracak halim yoktu. Okulların 

geç açılması sanırım en çok benim işime geldi aksi halde sınıfta uyurdum 

sanırım :))  Uyku dışında bir sıkıntım olmadı ilk dönem. ilk kez ultrasonda 

gördüğümde pek heyecanlanmamıştım, açıkçası hem  beklemediğimden hem 

de ekranda  görünenin bir mercimek gibi bir noktacık oluşu 

heyecanlandırmadı beni,ama ikincisinde hopladığını hareket ettiğini görmek 

beni acayip duygulandırdı. Artık hareket edişini hissedebiliyorum oğlumun, 

tarifi zor bir duygu. Çocuk sahibi olmayı isteyen biri değildim,bu tekmeler 

nasılda fikrimi değiştirdi :)) Umarım sağlıkla kucağıma alacağım günü de 

görebilirim. 

Artık yeni okuluma evime alıştığıma göre blogda yazmaya da 

başlayabilirim, bu uzun arayı hiç sevmedim zaten..


Sevgiyle kalın,hepimize güzel bir hafta diliyorum...